İngiltere'de okuyan iki Türk kızı yurttta aynı odada kalıyorlarmış. Bir gece kızlardan biri başka bir arkadaşının evine ders çalışmak için gidecekmiş. Diğer kızla vedalaşıp yola çıkmış.
Ancak daha yurttan 100 metre kadar uzaklaşmışken ders kitaplarından birini unuttuğunu farketmiş. Bunun üzerine arkadaşının odasına geri dönmüş. Kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu görmüş. "Zeynep yattı heralde" diye düşünüp sessizce karanlıkta kitabını aramış. Bulamayınca da, "Şimdi kızcağızı rahatsız etmeyeyim, nasılsa arkadaşımda da aynı kitaptan var. İdare ederiz artık." diyip gitmiş.
Ertesi sabah arkadaşının sınava girmediğini fark edince "Uyuya mı kaldı acaba?" diye merak etmiş ve telefon açmış. Ancak defalarca çaldırmasına rağmen Zeynep açmıyormuş. Bunun üzerine onun odasına gitmiş ve gördüklerine inanamamış. Oda baştan aşağı kan içindeymiş! Arkadaşının vücudu da parçalar halinde odanın her yanına dağılmış duruyormuş. İçeride iğrenç bir koku ve duvarda da Zeynep'in kanı ile yazılmış ürkütücü bir yazı varmış:
"Işığı açmadığına memnun değil misin?"
Ancak daha yurttan 100 metre kadar uzaklaşmışken ders kitaplarından birini unuttuğunu farketmiş. Bunun üzerine arkadaşının odasına geri dönmüş. Kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu görmüş. "Zeynep yattı heralde" diye düşünüp sessizce karanlıkta kitabını aramış. Bulamayınca da, "Şimdi kızcağızı rahatsız etmeyeyim, nasılsa arkadaşımda da aynı kitaptan var. İdare ederiz artık." diyip gitmiş.
Ertesi sabah arkadaşının sınava girmediğini fark edince "Uyuya mı kaldı acaba?" diye merak etmiş ve telefon açmış. Ancak defalarca çaldırmasına rağmen Zeynep açmıyormuş. Bunun üzerine onun odasına gitmiş ve gördüklerine inanamamış. Oda baştan aşağı kan içindeymiş! Arkadaşının vücudu da parçalar halinde odanın her yanına dağılmış duruyormuş. İçeride iğrenç bir koku ve duvarda da Zeynep'in kanı ile yazılmış ürkütücü bir yazı varmış:
"Işığı açmadığına memnun değil misin?"